|
Birçok ülkede, aile şirketleri genel işletmelerin en az yüzde 70'ini temsil etmekte ve gayrisafi milli hasılanın yarısından fazlasına katkı sağlamaktadır. Bu niteliğiyle aile işletmeleri ekonomik büyüme ile işgücünün istihdamında kritik bir öneme sahiptir. Tüm bu önemine rağmen aile şirketlerinin %95'i üçüncü nesilden ötesi göremez. Bu başarısızlığın en önemli sebepleri arasında, işletmelerin aile ve onun ihtiyaçlarına paralel olarak aynı hızla büyüyememesi ve kaynakların aile bireyleri arasındaki paylaşımında adaletsizlik öne çıkmaktadır. Aile şirketlerinin en güçlü yönlerinden biri bağlılıktır; ancak, nesiller ilerledikçe şirkete olan bağlılık azalarak yerini finansal menfaate bırakır. Yönetime giremeyen ve aile şirketinde bir gelecek görmeyen bireyler hisselerini aileden olmayan kişilere satarak maddi menfaat etmek ister. Bu durum şirket yönetiminin aile kontrolünden çıkmasına neden olur. Aile şirketlerinin kurumsallaştırılması ile ilgili verilecek danışmanlık, işletme kültüründe değişiklik gerektirdiğinden uzun soluklu olmalıdır. Aile şirketlerinin ihtiyacı olan şey kendilerine dikte ettirilen, benimsemedikleri bir aile anayasasından ibaret değildir. Kurumsallaşma sürecinde her aileye uygun özel stratejiler geliştirilmeli, atılacak her adımda ailenin görüş ve onayı alınmalıdır. Danışmanlık hizmetinde dikkat edilmesi gereken başka bir husus, uygulanacak yöntem ve yaklaşımlar ile üretilecek çözümlerin Türk ailesinin örf ve adetlerine uygun olması gerekliliğidir. Amerika'da çok başarılı olan bir yöntem, Türkiye'de aile şirketleri açısından hiç bir anlam ifade etmeyebilir. |